6LcMAE4pAAAAAM0l3265Eq2EEEkieR-0Sb4xF0Q5

Direnişin Sembol İsmi: Rachel Corrie

Direnişin Sembol İsmi: Rachel Corrie

Rachel Corrie, 10 Nisan 1979 yılında ABD’nin Washington şehrinde dünyaya geldi. Corrie, sigorta yöneticisi olan Craig Corrie ve Cindy Corrie’nin en küçük evladıdır. Yahudi asıllı olan Rachel Corrie, muhafazakâr ve orta sınıflı bir ailede dünyaya gelmiştir.

Rachel Corrie, daha küçük yaşlardan itibaren dünya üzerindeki adaletsizliğin farkına varmış ve 10 yaşında ilkokuldan mezun olurken megafonla şu cümleleri haykırmıştı:

“Diğer çocuklar için buradayım. 

Buradayım çünkü umursuyorum. 

Buradayım çünkü dünyanın dört bir yanında çocuklar acı çekiyor ve her gün 40.000 kişi açlık nedeniyle hayatını kaybediyor.

Buradayım çünkü bu ölen insanların çoğu çocuk.

Yoksulları gözden geldiğimizin ve hemen yanımızda olduklarının farkına varmalıyız. Bu tür ölümlerin önlenebilir olduğunu anlamalıyız. Üçüncü dünya ülkelerindeki insanların da tıpkı bizim gibi düşündüğünü, güldüğünü ve ağladığını anlamalıyız. 

Benim hayalim 2000 yılında açlığı sona erdirmek, benim hayalim yoksullara bir şans vermek!”

 Benim hayalim her gün 40.000 kişinin hayatını kaybetmesini engellemek!

Geleceğe bakar ve orada parlayan ışığı görürsek benim hayalim gerçek olacak.

Açlığı görmezden gelirsek bu ışık sönecek.

Hepimiz birlikte çalışır ve destek verirsek bu ışık büyüyecek ve yarın için umut olacak.”

Corrie’nin yaptığı konuşma, gelecekteki kaderini de belirtiyordu. Onun konumu, zalimin karşısında ve mazlumun yanında yer almaktı.

Corrie, lise öğrenimini Capital High School’da (Başkent Lisesi) okudu. Üniversitede okurken farklı barış örgütlerine dahil olan Corrie, buralarda gönüllü olarak faaliyetlerde bulunmuştur. Yapılan faaliyetlerde en ön sıralarda yer almış, her türlü haksızlığa ve adaletsizliğe karşı olmak için mücadele etmiştir. Corrie, tüm bu çalışmalarının neticesinde, özellikle Batı Şeria ve Gazze’de İsrail ordusunun politikalarına karşı şiddet dışı eylemlerle karşı koymaya çalışan International Solidarity Movement’a (ISM) yani Uluslararası Dayanışma Örgütü’ne dahil olmuştur. ISM’de farklı çalışmalarda bulunan Rachel Corrie, son senesinde Gazze’ye gidip Uluslararası Dayanışma Örgütü’nün Filistin’deki protestolarına dahil olmuştur.  

Filistin’de ilk gecesini Doğu Kudüs’te geçiren Corrie, Refah’a gidip ISM eylemlerine katılmadan önce Batı Şeria’da Uluslararası Dayanışma Örgütü’nün merkezinde eğitim aldı. Bu eğitimler genel itibariyle; İsrail askerleri tarafından Filistinliler’e karşı uygulanan zulme karşı çıkmak için alınan direniş eğitimleriydi. Ortada büyük bir insan hakları ihlali vardı, bu ihlallere karşı eğitim, büyük bir öneme sahipti. Eğitimlerini tamamlayan Corrie ve Corrie’nin arkadaşı Erez 27 Ocak 2003’te Gazze Şeridi’ne geçtiler.

8 kişilik grubun bir üyesi olan Corrie, Ferah’ta arkadaşlarıyla birlikte İsrailli askerler tarafından kullanılan zırhlı buldozerlerin ev yıkımlarını engellemek için her türlü direnişi ortaya koydular. Yaşamış olduğu durumu annesine mail yollayarak bildiren Corrie, bir mailinde karşılaşmış olduğu hadiseleri şu ifadelerle dile getirmiştir:

“Dünyada böyle bir zulmün kıyamet koparmadan gerçekleştirilebileceğine inanmıyorum. Dünyanın böyle korkunç bir hale gelmesine göz yumuşumuza tanıklık etmek, geçmişte yaktığı gibi canımı yakıyor”

Corrie’nin bu ifadeleri, Gazze’de Siyonist rejim tarafından tahribata uğrayan bölgedeki yıkımın büyüklüğü, tahmin edilemeyecek kadar büyüktü. İsrail tarafından yapılan karalamalara rağmen bölgede varlığını korumaya çalışan Uluslararası Dayanışma Örgütü, bölgedeki faaliyetlerine kararlılıkla devam ediyordu. Bu karalamaları bir nebze olsun engellemeye çalışan ISM gönüllüleri ise bölgedeki insanlarla daha iyi bir iletişim kurmak için Arapça öğrenmeye çalışıyor, bölgedeki insanlarla sürekli irtibat halinde kalmaya gayret ediyorlardı. Bu süre zarfı içerisinde, bölgede çok ciddi maddi ve manevi yaralar alan Filistinli çocuklarla vakit geçirmeye çalışan Corrie de çocuklara İngilizce öğretiyor, o da çocuklardan Arapça öğreniyordu.

Rachel Corrie ve arkadaşları, 3 Mart 2003 tarihinde ise Filistin’de tanışmış olduğu dostu Samir Nasrallah’ın ailesini ve evini korumaya çalışıyorlardı. Zırhlı buldozer karşısında yaklaşık 3 saat bir direniş gerçekleştiren Corrie, bu 3 saatlik direnişin ardından; buldozerle iki kez çiğnenmesi sonucu öldü.

Corrie'nin ölüm haberini büyük bir şaşkınlıkla karşılayan Filistinliler, "şehit" olarak nitelendirdikleri Corrie için o dönem büyük bir cenaze töreni düzenlemişti. O artık Filistin davasının öncülerindendi. 

Dünyanın her yerinde iyilik öncüsü olarak ebedileşen Corrie, artık Filistin davasının bir “öncü”sü olmuştu. Rachel Corrie, ismi sadece hafızalarda kalmayacak, Filistin davası uğruna yapılan faaliyetlerle “Rachel Corrie” ismi ölümsüzleştirilecekti.

Daha sonraki yollarda, “Zulüm bizdense, ben bizden değilim” diyerek zulme karşı başkaldırının bir abidesi olan Corrie anısına; My Name is Rachel Corrie (Benim Adım Rachel Corrie) isimli tiyatro ve The Skies are Weeping (Gökyüzü Ağlıyor) isimli beste tertip edildi. 2008 yılında ise; Let Me Stand Alone (Bırakın Tek Başıma Direneyim) başlığı altında Corrie’nin yazıları derlenerek, yayımlandı. Filistinliler, bu ismin yaşaması için faaliyetlerinde bu ismi aktif bir şekilde kullanacaklardı. Filistinliler, yılın 16 Mart tarihinde belirli anma programı gerçekleştirerek Rachel’i anmaktadırlar.

Corrie'nin ailesinin olay hakkında açtığı dava, İsrail Yüksek Mahkemesi tarafından reddedildi.

Yahudi asıllı genç bir kızın Filistinli bir ailenin evinin yıkılmasını önlerken Siyonistler tarafından hayatını kaybetmesi, Filistin davasının Filistinlilerden ibaret olmadığının da en büyük bir göstergesiydi. Nitekim, bir benzerini çok yakın tarihte hep beraber müşahede ettiğimiz Roman bir Katolik olan El Cezîre Muhabiri Şirin Ebû Akle’nin (1971-2022) İsrail askerleri tarafından öldürülmesiydi.

0 YORUMLAR

    Bu KONUYA henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu sen yaz...
YORUM YAZ